2000’li yıllardan itibaren ülkelerin ve kentlerin uluslararası çapta tanınmasında ve markalaşmasında kültürü, sanatı, doğal güzellikleri, ekonomisi kadar gastronomisi de itici güç olmaya başladı.
Günümüzde gastronomi, turizmin en önemli ayaklarından birini oluşturuyor. Gidilecek bölgelerin mutfak zenginliği, restoranları ve yıldız şefleri, neredeyse tüm seyahat rotalarını belirliyor. İtalya’da Toscana, Piemonte bölgeleri, İspanya’da San Sebastian, Barcelona, Girona, Danimarka’da Kopenhag; ünlü şefleri, restoranları ve yemekleri ile birçok ziyaretçi topluyor.
İzmir; doğası, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle uluslararası turizme en kolay açılacak kentlerin başında geliyor. Ancak bugüne dek bu zenginlik Gaziantep, Hatay ve İstanbul gibi yemekleri ve restoranlarıyla ön plana çıkamadı. İzmir Mutfağı algısı yaratılamadı.
Oysa bölge otlarıyla, meyve ve sebzeleriyle, etiyle, balığıyla çok zengin bir ürün çeşitliliğine sahip.
İzmir, kapsamlı bir etkinlikle özgün ve çok kültürlü mutfağını dünyaya tanıtabilir, turizmine artı değer katabilir.
Zeytin ve bağ yolu rotaları, Seferihisar Mandalina, Urla Enginar, Alaçatı Ot Festivalleri gibi etkinleri de kucaklayan ancak daha geniş perspektifteki İzmir Gastronomi Festivali kenti arzu edilen noktaya taşıyacaktır.